İşetmenizin Mali Tablolarını Analiz Edebilmek İçin Basit Teknikler
İşletmenizde mali tablo analizi yapmanıza yardımcı olacak basit matematik içeren bazı yararlı teknikler vardır. Bu yöntemleri kullanabilmeniz için 3 şey gerekir: Bilanço, Gelir Tablosu ve Nakit Akım Tablosu.
Finansal tablolarla tanıştıktan sonra bu tabloları kullanarak rakamların neyi ifade ettiğini bulmak için finansal analiz yaparız. Finansal analiz en basit tanımıyla; firmanın mali durumunun ve faaliyet sonuçlarının finansal açıdan yeterli olup olmadığını saptamak ve geleceğe yönelik tahminlerde bulunmak amacıyla, mali tablolarda yer alan hesaplar arasındaki ilişkilerin ve bunların yıllar içindeki gelişimlerinin incelenmesidir.
Birazdan bahsedeceğimiz yöntemlerin her biri, işletmenizin mali durumu hakkında sizlere bazı trendler konusunda farkındalık yaratacak. Bu yöntemler sayesinde elde edeceğiniz bilgiler şirketinizi daha kârlı ve verimli hale getirmek için değişiklikler yapmanızı sağlayabilir.
Oran Analizi
Oran, mali tablolarda yer alan her hangi iki kalem arasındaki ilişkinin basit matematiksel ifadesi olarak tanımlanabilir. Mali tablolarda yer alan kalemlerin sayısına göre geniş bir oranlar kümesi oluşturmak mümkündür. Unutmayın, analiz açısından yararlı olan, çok sayıda oran değil, az sayıda fakat anlamlı oranlar hesaplamaktır. Ve önemli olan hesaplanan bu oranların yorumlanmasıdır.
Finansal analiz yapmak için geliştirilmiş birçok farklı oran var. Mesela, verimlilik oranları, işletmenizin varlıklarını ne kadar iyi kullandığını görmenizi sağlar. Firmanın faaliyetlerini ve aktiflerini kâr etmek ve nakit yaratmak için ne kadar verimli kullandığını ölçmek için kullanılan oranlardır.
En çok kullanılan verimlilik oranları:
· Stok devri — Envanterinizin bir yılda ne sıklıkta yenilendiğini söyler.
· Alacak devir hızı — Ticari alacaklarınızın ne sıklıkta tahsil edildiğini gösterir
· Borç devir hızı — Alacaklarınızı ne kadar hızlı ödediğinizi ölçen orandır.
· Varlık devir hızı — Varlıklarınızı gelir elde etmek için ne kadar verimli kullandığınızı gösterir.
Likidite oranları, bir şirketin kısa vadeli borçlarını, mevcut varlıkları nakde çevirerek ödeyip ödeyemeyeceğini gösteren oranlardır. Ekonomide ve finansal piyasalarda kriz şartlarının hüküm sürdüğü dönemlerde firmaların likiditesi kârlılıktan fazla önemli olmaktadır. Kârlı bir firma likiditesini iyi yönetemediği için hayati tehlikeler yaşayabilir.
En çok kullanılan likidite oranları:
· Cari oran — kısa vadeli borçları ödeme kabiliyetinin ölçülmesini sağlar.
· Asit test oranı — Envanter hariç cari borçları ödeme yeteneğini ifade eder.
· Nakit oranı — Kısa vadeli borçlarınız için sahip olduğunuz naktin yüzdesini gösterir.
· Net İşletme Sermayesi: Firmanın kısa vadeli borçlarını ödemeye yetecek kadar dönen varlıklara sahip mi? Sorusunun yanıtını bulmaya çalışır.
Mali yapı oranları işletmenin uzun vadeli yükümlülüklerini yerine getirme kabiliyetini gösterir. Firmanın genel anlamda finansman yapısını inceleyen oranlardır. Firma dengeli bir şekilde finanse edilmiş mi? Finansal kaldıraç ne oranda kullanılmış? Firma kısa ve uzun vadeli borçlarını rahatlıkla çevirebilecek mi? Sorularının cevabını bulmaya çalışır.
En sık kullanılan mali yapı oranları:
· Borç/Özsermaye oranı — Borçları karşılayabilecek özkaynak tutarını gösterir.
· Finansman oranı — Varlıkların ne kadarının borçla finanse edildiğini gösterir.
Kârlılık oranları, bir şirketin kâr edip etmediğini ölçer.
En çok kullanılan kârlılık oranları:
· Varlık rantabilitesi (ROA) — Şirket varlıklarının şirket kârlılığına katkısını ölçer.
· Özkaynak kârlılığı (ROE) — Hissedar ve yatırımcıların en sık kullandığı orandır. Varlıkların kâr elde etmek için kullanılıp kullanılmadığını gösterir.
Burada listelediklerim en çok kullanılanlar. Bunlar haricinde başka oranlar da var. Ancak her kategorideki birçok oran olması işleri kafa karıştırıcı hale getirebilir. Size tavsiyem diğerlerini gerekmedikçe kullanmamanız.
Yatay Analiz
Yatay analiz, birden fazla döneme ait finansal bilgilerin karşılaştırılmasıyla yapılır. Bir şirket yukarıda bahsi geçen finansal oranları kullanarak mevcut yılın performansını önceki yılın performansıyla karşılaştırabilir. Sadece belli bir yılda yapılan rasyo analizi, firmanın performansı hakkında tam bir fikir vermeyebilir. Bu nedenle, üç veya beş yıl gibi belli bir süre geriye giderek, firmanın oranlarının zaman içinde nasıl bir eğilim izlediğini görmek çok daha sağlıklı kararlar alabilmek ve çıkarımlar yapabilmek için gereklidir.
Bu tür analizler genellikle gelir tablolarında ve bilançolarda yapılır.
Yatay analiz verilerdeki değişikliklere dayanılarak gerçekleştirilir. Örneğin, borcunuzun bu yıldan itibaren öz kaynaklara oranını incelemek ve bunu geçen yılla karşılaştırmak isterseniz yatay analiz yapmalısınız. Buraya bir not düşelim. İki veri arasında olumlu veya olumsuz fark olabilir. Negatifler sizi yanıltmasın.
Bazen verilerde herhangi bir değişiklik göremiyebilirsiniz. Eğer özkaynak veya borç tutarı önceki dönem ile aynıysa, bir değişiklik göremezsiniz. Ancak, borcunuz özkaynaklara göre daha fazla artmış olsaydı bu durumda borçluluğunuzun artmış olduğunu görecektiniz.
Bu durum yıl boyunca verdiğiniz kararlara bağlı olarak ilerde sorun yaratabilir. Dikkatli olmakta fayda var.
Yatay analiz ile dönemler arasında kârlılıktaki değişiklikleri incelemek oldukça popülerdir. Dönemler arası farkları bularak kârlılıktaki değişiklikleri tespit edebilir ve kârlılığı düşüren giderleri analiz edebilirsiniz.
Örneğin, 2018 net kârı 2017 yılına göre 55.000 TL artış göstermiş, ancak cari yılda bir önceki seneye göre 25.000 TL azalmışsa yolunda gitmeyen bir şeyler olabilir.
Oranlar ve KPI’lar şirketlerin performasını ölçmede kullanılan anahtar göstergelerdir. Bu göstergeler, size mali durumunuzu anlamanızı sağlayacak görseller sunduğu için oldukça faydalıdır.
Dikey Analiz
Dikey analiz yatay analize göre çok daha kolaydır. Dikey analiz statiktir. Yani sadece bir dönem için yapılır. Gelir tablosundaki kalemlerin net satışlara, bilançodaki kalemlerin ise varlık toplamlarına bölünmesiyle elde edilen yüzdelerdir.
Dikey analiz ile satılan malın maliyetine, brüt kâr marjına ve giderlere döneme ilişkin net satış tutarının bir yüzdesi olarak bakarız. Böylelikle iki farklı şirketi karşılaştırıp hangisinin daha verimli olduğunu anlayabiliriz. Ayrıca, firmanın faaliyette bulunduğu sektördeki ortalamaların kullanılması da analiz için yararlı olur. Böylece firma yönetimi, rakiplerine kıyasla göreceli olarak nasıl bir performans gösterdiklerini çok daha geniş bir açıdan değerlendirme ve kendi rasyolarını yorumlayabilme fırsatını bulabilir.
Bilanço üzerinde dikey analiz gelir tablosuyla aynı şekilde uygulanır. Dikey analizi bilanço kalemlerinin herhangi birinin toplam varlıklardaki yüzdesini göstermek için kullanırız. Bilançodaki varlıkları, borçlar ve özkaynakları grup hesapları olarak kategorileştirebiliriz.
Örneğin, bilançodaki toplam varlık 2.000.000 TL olsun. Hazır değerlerde 200.000 TL nakit varsa, toplam varlık içindeki nakit, aktiflerin %10’u dur. Aynı şekilde, eğer mevcut borçlarınız 500.000 TL ise, borçlarınız toplam varlıklarınızın% 25'ini oluşturur.