• SİTEMİZE HOŞGELDİNİZ
  • BURSA TÜZEL MALİ MÜŞAVİRLİK

Sıkça Sorulan Sorular

20 Sıra No’lu Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliğinde bu süre rapor dispozisyonuna uygun olarak düzenlenmiş KDV İadesi Tasdik Raporları için 7 iş günü olarak öngörülmüştür. İşlemlerin yoğunluğu nedeniyle bu sürede iade işlemlerini tamamlayamayan vergi daireleri Bakanlığımızdan izin talep edebilmektedir.

Fatura malın teslimi ya da hizmetin yapıldığı tarihten itibaren yedi gün içerisinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.

VUK hükümlerine göre, düzenlenen irsaliyelerin, faturaları da en geç 7 gün içinde düzenlenmelidir. Ancak, ay sonunda veya ay sonuna 7 günden az süre kalmışken düzenlenen irsaliyeler, Katma Değer Vergisi Kanunu hükümleri gereği en geç o ayın son günü faturalandırılmalıdır.

Vergi mevzuatına göre; değersiz hale gelen malların, firma kayıtlarından çıkarılabilmesi ve gider yazılabilmesi için;

  • Bir dilekçe ile bağlı bulunulan vergi dairesine başvurarak Takdir Komisyonu talep edilmesi,
  • Takdir Komisyonu tarafından söz konusu malların değerinin sıfır "0" olarak takdir edilmesi,
  • Takdir Komisyonu huzurunda imha edilmesi gerekmektedir.

Takdir Komisyonu talebi için vergi dairesine verilen dilekçede, takdiri yapılacak malların bulunduğu işyeri, depo vb. yerlerin açık adreslerinin belirtilmesi ve dilekçe ekine değersiz hale gelmiş olan malların bir listesinin konulması, listede malların cins, miktar ve değerleri ile belirtilmesi gerekmektedir. Vergi dairesince tayin edilen takdir komisyonu tarafından listedeki mallar ayrı ayrı görülerek değerlerinin sıfır “0” olarak tespit edilmesi halinde Takdir Komisyonunca söz konusu mallar imha edilecektir.
Yukarıda sayılan şartların gerçekleşmesi halinde değersiz malların kayıtlardan silinebilmesi ve kayıtlarda bulunan stok değerleri üzerinden gider olarak yazılabilmesi mümkündür.
Ayrıca, 29.12.2009 tarihinde yayımlanan 113 Seri No.lu KDV Genel Tebliği'ne göre, mükelleflerin stoklarında mevcut olan ancak kullanılamayacak durumda olan malların takdir komisyonu huzurunda imha edilmesi durumunda, bu mallara ilişkin KDV’nin indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla imha edilen malların maliyet bedelleri üzerinden hesaplanan KDV’nin beyan edilmesi ve gider olarak kayıtlara alınması gerekmektedir.
Örneğin, firma stoklarında 10.000,00 TL değerinde satılamayacak veya kullanılamayacak malların bulunmaktadır. Firma, takdir komisyonuna başvurmuş, malların değeri sıfır "0" olarak takdir edilmiş ve imha edilmiştir. 10.000,00 TL değerindeki malların %18 KDV oranından alındığını var sayarsak (10.000,00 x %18 = ) 1.800,00 TL KDV’nin, malların imha edildiği döneme ilişkin KDV beyannamesi ile ( “ilave edilecek KDV” satırına yazılarak) beyan edilmesi ve beyan edilen KDV’nin de gider yazılması gerekmektedir.

4857 sayılı İş Kanunu hükümlerinin uygulandığı işverenler ile üçüncü kişiler, Türkiye genelinde çalıştırdıkları işçi sayısının en az 5 olması halinde, çalıştırdıkları işçiye o ay içinde yapacakları her türlü ödemenin kanuni kesintileri düşüldükten sonra kalan net tutarını, 01.06.2016 tarihinden itibaren bankalar aracılığıyla ödemekle yükümlüdürler İşçiye, İş Kanunundan veya toplu iş sözleşmesinden veyahut iş sözleşmesinden doğan alacaklarını, bankalar aracılığıyla ödemeyen işverene, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili birimi tarafından her işçi ve her ay için idari para cezası verilecektir.

5 işçinin altında işçi çalıştıran işverenler, işçi ücretlerini isterlerse bankalar aracılığı ile isterlerse elden ödeyebilirler.

01.11.2008 tarihi itibariyle işyerleri ve aylık 500 TL ve üzerindeki konut kira ödemeleri banka veya posta yolu ile yapılmak zorundadır. 

Buna göre;

  • Konutlarda, her bir konut için aylık 500 TL ve üzerinde kira geliri elde edenlerin,
  • İşyerlerinde, işyerini kiraya verenler ile kiracıların

kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerinin 01.11.2008 tarihinden itibaren banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgelerle ispat edilmesi gerekmektedir.

Söz konusu düzenlemeye uymayanlara Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ceza kesilir.

Aşağıdaki şartları sağlayan işverenlerin, çalışanların sigorta primlerinden, işveren payının beş puanlık kısmına isabet eden tutarı Hazine tarafından karşılanır. Buna göre, şartları sağlayan işverenler %11 yerine %6 işveren payı öder.

Söz konusu indirimden; hizmet akdi ile personel çalıştıran, Kuruma prim, idari para cezası ile bunlarla ilgili gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmayan tüm özel sektör işverenleri faydalanabilir.

Kuruma borcu bulunan işverenler, borçlarının tamamını ödedikleri takdirde, yasal verilme süresi sona ermemiş ilk aylık prim ve hizmet belgesinden başlanarak bu indirimden faydalanabileceklerdir. Kuruma olan borçları çeşitli kanunlar gereğince yapılandırılmış veya 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine istinaden tecil ve taksitlendirilmiş olan işverenler, yapılandırma ve taksitlendirme işlemleri devam ediyor olması ve Kuruma başka borçlarının olmaması şartı ile 5 puanlık indirimden yararlanabileceklerdir. Diğer teşvik kanunlarına istinaden işveren hissesi sigorta prim teşviki uygulamasından yararlanmakta olan işverenlerin, teşvik kapsamına giren sigortalılardan dolayı aynı dönem için ve mükerrer olarak beş puanlık prim indiriminden yararlanmaları mümkün değildir.

Kıdem tazminatı, iş sözleşmesi İş Kanunu’nda belirtilen sebeplerden birisi ile sona eren işçiye veya işçinin ölümü halinde mirasçılarına, işveren tarafından ödenmesi gereken, işçinin çalışma süresine ve ücretine göre belirlenen tazminattır.

Kıdem tazminatı hesaplanırken işçiye çalıştığı her bir tam yıl için, brüt ücretinin otuz günlük tutarı dikkate alınırken, bir yıldan arta kalan süreler için aynı ücret üzerinden oranlama yapılmak suretiyle tazminat tutarı hesaplanır. Brüt ücret, o yıl belirlenen kıdem tazminatı tavanını aşıyorsa, kıdem tazminatı hesabında o yılki kıdem tazminatı tavanı brüt ücret olarak değerlendirilir ve hesaplama bu tutar üzerinden yapılır.

Örneğin, asgari ücret ile çalışan, 01.01.2015 tarihinde işe başlayan bir işçinin, 05.01.2017 tarihinde iş sözleşmesi feshedilsin. Bu işçinin toplam hizmet süresi 2 yıl 5 gündür. Bu işçiye ödenmesi gereken kıdem tazminatı tutarı;

(1.777,50 x 2 yıl) + (1.777,50 / 365 x 5) = 3.579,35 TL
Damga vergisi 3.579,35 x 0,00759= 27,17  TL
Net Kıdem tazminatı 3.579,35 – 27,17 = 3.552,18 TL

İhbar süreleri aşağıdaki gibi olup, hem işveren hem de çalışan tarafından uygulanması gerekir.

  • Hizmet Süresi 6 aydan az sürmüş işçi için 2 Hafta
  • Hizmet Süresi 6 aydan 1,5 yılı kadar sürmüş işçi için 4 Hafta
  • Hizmet süresi 1.5 yıldan 3 yıla kadar sürmüş işçi için 6 Hafta
  • Hizmet süresi 3 yıldan fazla sürmüş işçi için 8 Hafta

Bildirim şartına uymayan taraf bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır. İşveren bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir.

İşyerinde işe başladığı günden itibaren deneme süresi de içinde olmak üzere en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilmek zorundadır. Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez.

Diğer bir deyişle yıllık ücretli izin hakkı kullanılmak zorunda olup; başka bir şekilde telafi edilemez.

Çalışanların yıllık ücretli izin hakları aşağıdaki gibidir:

  • Hizmet süresi bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) 14 işgünü,
  • Hizmet süresi beş yıldan fazla on beş yıldan az olanlara       20 işgünü,
  • Hizmet süresi on beş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara 15 yıl ve daha fazla olanlar 26 işgünü,
  • On sekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi en az 20 işgünüdür.

İş Kanunu hükümlerine göre yıllık izin hükümlerine uymayan işverenlere idari para cezası uygulanacaktır.

Yasal defterlerin ve kayıtların saklanma süresi Vergi Usul Kanunu’na, Türk Ticaret Kanunu’na ve Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre değişiklik göstermektedir. Vergi Usul Kanunu’na göre; yasal defter ve kayıtların saklanma süresi 5 yıl, Türk Ticaret Kanunu’na ve Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre ise bu süre 10 yıldır.

Vergi Usul Kanunu’na göre, mükelleflerin tutmak ve muhafaza etmek zorunda oldukları yasal defter ve belgelerin talep edilmesi halinde, vergi incelemesine yetkili olanlara ibraz etme yükümlülükleri bulunmaktadır.

Yine, Vergi Usul Kanununun Mücbir Sebepler başlıklı 13. maddesinde; "Mücbir sebepler:

  • Vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk;
  • Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler;
  • Kişinin iradesi dışında vuku gelen mecburi gaybubetler;
  • Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması, gibi hallerdir."

 hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, Türk Ticaret Kanunun 68 inci maddesinin son fıkrasında; "Bir tacirin saklamakla mükellef olduğu defter ve kayıtlar, yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle ve kanuni müddet içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yerin salahiyeti mahkemesinden kendisine bir vesika verilmesini isteyebilir. Mahkeme lüzumlu gördüğü delillerin toplanmasını emredebilir. Böyle bir vesika almamış olan tacir defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılır." hükmü yer almaktadır.

Her ne kadar mücbir sebep hallerinden 2. sine istinaden zayi belgesi alınacağı belirtilmiş ise de, ibraz zorunluluğunu ortadan kaldıran diğer mücbir sebep hallerinin de tespiti ve/veya zayi belgesine bağlanması için yetkili mahkemeye başvurulması gerekmektedir.

Bu nedenle;

  • Belgelerin çalınması halinde: Durumun ilgili polis veya jandarma karakoluna bildirilerek tutanağa bağlanmasının sağlanması, çalınan belgelerin nev'i, seri-sıra no, cilt adedi ve boş veya kullanılmış olma durumu gibi hususların gazete ilanıyla duyurulması, yetkili mahkemeye başvurarak, defter veya belgelerin zayi olduğuna ilişkin mahkeme kararının (zayi belgesi) alınması, ayrıca söz konusu belgelerin (tespit tutanağı, ilanın yayınlandığı gazete sureti ve mahkeme kararı) birer suretiyle birlikte bir dilekçeyle bağlı bulunulan vergi dairesine bilgi verilmesi gerekmektedir.
  • Belgelerin kaybolması halinde: Durumun işyerindeki yetkililerle ayrıntılı olarak bir tutanağa bağlanması ve (polis/jandarma karakoluna müracaat hariç) çalınması halinde olduğu gibi yapılması gereken diğer prosedürün de aynen yerine getirilmesi gerekmektedir.

Aksi halde, muhafaza süresi içerisinde ibraz sorumluluğundan kaçınıldığı kabul edilerek, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya yasal ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığı kabul edilerek re’sen vergi tarhı yoluna gidilir.

Mücbir sebep halinin dikkate alınabilmesi için, zayi durumunun öğrenildiği tarihten itibaren hak düşürücü süre olan azami 15 (onbeş) gün içerisinde prosedüre uygun olarak müracaatların yapılması büyük önem taşımaktadır.

01.01.2015 tarihinden itibaren sözleşmeler için ödenecek damga vergisi, sözleşme bedeli üzerinden binde 9,48 ; kira sözleşmeleri için ödenecek damga vergisi ise sözleşme süresine göre toplam kira bedeli üzerinden binde 1,89 olarak uygulanmaktadır.

Kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmek şartıyla, indirim konusu yapılacak bağış ve yardımlar şunlardır:

  • Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler ile kamu yararına çalışan dernekler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara, bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlara yıllık toplamı beyan edilecek gelirin % 5'ini (kalkınmada öncelikli yöreler için % 10'unu) aşmamak üzere, makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar.
  • Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamı.
  • Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı.
  • Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler, kamu yararına çalışan dernekler, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve bilimsel araştırma faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan ya da Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenen veya desteklenmesi uygun görülen harcamalar ile bu amaçla yapılan her türlü bağış ve yardımların % 100'ü (Bakanlar Kurulu, bölgeler ve faaliyet türleri itibariyle bu oranı yarısına kadar indirmeye veya kanuni oranına kadar çıkarmaya yetkilidir).
  • Bakanlar kurulunca yardım kararı alınan doğal afetler dolayısıyla Başbakanlık aracılığıyla makbuz mukabili yapılan ayni veya nakdi bağışların tamamı.
  • İktisadi işletmeleri hariç, Türkiye Kızılay Derneğine makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımların tamamı, ayni bağış ve yardımların ise %5’i.

Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazanç gelir ve kurumlar vergisi kanunlarının uygulaması bakımından bu şartların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılmaktadır.

Buna göre, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazanç elde edenin hukuki niteliğine göre kâr payı olarak vergilendirilecektir. (dağıtılmış kâr payının net kâr payı tutarı olarak kabul edilmesi ve brüte tamamlanması sonucu bulunan tutar üzerinden elde edenin hukuki niteliğine göre belirlenen oranlarda vergi kesintisi yapılacaktır.) Daha önce yapılan vergilendirme işlemleri, taraf olan mükellefler nezdinde buna göre düzeltilebilecektir. Ancak, bu düzeltmenin yapılması için örtülü kazanç dağıtan kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şartı aranmaktadır.

Tarhiyat Öncesi Uzlaşma

Kaçakçılık fiili veya bu fiile iştirak nedeniyle vergi ziyaı cezası kesilecek tarhiyata ilişkin vergi ve cezalar hariç, vergi incelemeleri sonucunda bulunan matrah veya matrah farkları üzerine salınacak vergi, resim ve harçlar ile bunlara ilişkin olarak kesilecek vergi ziyaı cezası, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için mükellefler uzlaşma hükümlerinden yararlanabilirler.

Tarhiyat Sonrası Uzlaşma

Kaçakçılık ve bu fiile iştirak dışındaki fiiller sonucu vergi ziyaına sebebiyet verilen durumlarda tarh edilen vergiler ile kesilen vergi ziyaı cezaları, Mükellefler tarafından yasal süresinden sonra verilen beyannameler ile Vergi Usul Kanununun 371 inci maddesine göre pişmanlık talepli olarak kabul edilen; ancak şartların ihlali nedeniyle kanuni süresinden sonra verilen beyanname olarak işleme tabi tutulan beyannameler üzerinden tahakkuk fişi ile tahakkuk ettirilen vergilere ilişkin olarak kesilen vergi ziyaı cezaları için mükellefler uzlaşma hükümlerinden yararlanabilirler.

KDV Kanununun 17/4-r maddesine göre, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler KDV'den müstesnadır. Bu hüküm uyarınca, kurumların aktiflerinde, belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların (arsa, arazi, bina) satışı KDV'den istisna olup, bu satışların müzayede suretiyle gerçekleşmesinin belirtilen duruma etkisi yoktur. Ancak, istisna hükmü, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz teslimleri için geçerli olmadığından, taşınmazların ticaretini yapan kurumlar ile mülkiyetlerindeki taşınmazları ticari bir organizasyon içinde satan belediyeler ve il özel idarelerinin bu istisnadan faydalanmaları mümkün değildir.

87.03 GTIP (Binek oto)tanımı: 1+1 koltuklu, şoför ve öndeki yolcunun arkasındaki kısımda emniyet kemerleri veya emniyet kemeri montajı için tertibat, koltuk ve emniyet ekipmanı montajı için sabit tertibat, aracın iç kısmının her tarafında, araçların yolcu bölümlerinde yer alan konfor özellikleri ve iç döşemeleri (örn. yer kaplamaları, havalandırma, iç aydınlatma, küllükler), iki yan panel boyunca arka camları bulunan (En arkada yük bölümünün sağ ve sol taraflarında cam bulunsun bulunmasın); şoför ve öndeki yolcuların bölümü ile insan veya eşya taşınması için kullanılan arka bölüm arasında sabit bir panel veya bariyer bulunmayan kapalı kasa motorlu taşıtlar.

1+3, 1+4 veya 1+7 koltuklu, şoför ve öndeki yolcunun arkasındaki kısımda emniyet kemerleri veya emniyet kemeri montajı için tertibat, koltuk ve emniyet ekipmanı montajı için sabit tertibat, aracın iç kısmının her tarafında, araçların yolcu bölümlerinde yer alan konfor özellikleri ve iç döşemeleri (örn. yer kaplamaları, havalandırma, iç aydınlatma, küllükler), iki yan panel boyunca arka camları bulunan (En arkada yük bölümünün sağ ve sol taraflarında cam bulunsun bulunmasın); şoför ve öndeki yolcuların bölümü ile insan veya eşya taşınması için kullanılan arka bölüm arasında sabit bir panel veya bariyer bulunmayan kapalı kasa motorlu taşıtlar.